Türk Patent Enstitüsünün adı değişiyor
TBMM Genel Kurulunda, Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı'nın ilk dört bölümünde yer alan 112 maddesi kabul edildi.
Tasarının kabul edilen maddelerine göre, marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlanması amaçlanıyor.
Tasarı ile Türk Patent Enstitüsünün adı Türk Patent ve Marka Kurumu olarak değiştiriliyor. Kurumun kısa adı da "Türk Patent" olarak düzenleniyor.
Tescilli markaların piyasada daha etkin kullanımını sağlamak ve kullanılması düşünülmeyen mal ve hizmetler için marka tescil talebinde bulunulmasının önüne geçmek amacıyla yayıma itiraz eden taraftan kullanıma ilişkin bilgi ve belgeler sunulmasının talep edilmesini sağlayan düzenleme getirilmesiyle, markaların kullanımının özendirilmesi hedefleniyor.
AB düzenlemesine paralel olarak yedi yıl sonra yürürlüğe girmek üzere, markalara idari iptal getiriliyor, marka tescil süreçleri kısaltılıyor.
Önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı muvafakatnamenin Türk Patent ve Marka Kurumuna sunulması halinde başvurunun reddedilemeyeceğine ilişkin düzenleme getiriliyor.
Başvurunun reddedilmesi
Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dahil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilecek.
Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa, itiraz üzerine başvuru reddedilecek.
Kanunla sağlanan marka koruması, tescil yoluyla elde edilecek. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine ait olacak ve marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması halinde bazı fiillerin önlenmesini talep etme hakkı olacak.
Tescilli bir markanın, basılı olarak veya elektronik ortamda sunulan sözlük, ansiklopedi ya da başka bir başvuru eserinde, tescilli olduğu belirtilmeden jenerik ad izlenimi verecek şekilde yayımlanması durumunda, marka sahibinin talebine bağlı olarak yayımcı, elektronik ortamda sunulan eserlerde derhal, basılı eserlerde ise ilk baskısında markanın tescilli olduğunu belirtmek suretiyle yanlışlığı düzeltecek ya da markayı eserden kaldıracak.
Markanın iptali
Tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye'de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilecek.
Marka sahibinin izni olmadan markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin ticari vekil ya da temsilci adına tescilinin yapılması halinde, ticari vekil veya temsilcinin haklı bir sebebi yoksa marka sahibi mahkemeden, markasının kullanımının yasaklanmasını talep edebileceği gibi söz konusu tescilin kendisine devredilmesini de talep edebilecek.
Paris Sözleşmesi veya Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması'na taraf devletlerden birinin uyruğunda olan ya da bu devletlerden birinin uyruğunda olmamakla beraber bunlardan birinde yerleşim yeri veya işler durumda ticari müessesesi bulunan gerçek ya da tüzel kişiler veya bunların halefleri, bu devletlerin herhangi birinde yetkili mercilere markanın tescili için usulüne uygun olarak yaptıkları başvuru tarihinden itibaren altı aylık süre içinde, Paris Sözleşmesi hükümleri kapsamında aynı marka ve aynı mal veya hizmetler için Türkiye'de başvuru yapma konusunda rüçhan hakkından yararlanacak.
Markaların Uluslararası Tescili Konusundaki Madrid Sözleşmesi ile İlgili Protokol kapsamında yapılan bir uluslararası başvuru, Türk Patent ve Marka Kurumuna doğrudan yapılan bir başvuruyla aynı sonuçları doğuracak.
Koruma süresi 10 yıl
Bültende yayımlanmış bir marka başvurusunun, tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayımından itibaren iki ay içinde yapılacak.
Tescilli markanın koruma süresi başvuru tarihinden itibaren 10 yıl olacak. Bu süre, 10'ar yıllık dönemler halinde yenilenecek.
Marka hakkı, tescil edildiği mal veya hizmetlerin bir kısmı ya da tamamı için lisans sözleşmesine konu olabilecek.
Mahkeme tarafından ilgili maddeler uyarınca markanın hükümsüzlüğüne karar verilebilecek. Menfaati olanlar, cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilecek. Markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, markaya kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacak.
Koruma süresinin dolması ve markanın süresi içinde yenilenmemesi; marka sahibinin marka hakkından vazgeçmesi durumunda da marka hakkı sona erecek.
"Marka hakkına tecavüz"
Marka sahibinin izni olmaksızın markayı kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle, markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak; marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek "marka hakkına tecavüz" sayılacak.
Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişiye bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 21 güne kadar adli para cezası verilecek.
Marka koruması olduğunu belirten işareti mal veya ambalaj üzerinden yetkisi olmadan kaldıran kişiye, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek.
Yetkisi olmadığı halde başkasına ait marka hakkı üzerinde devretmek, lisans veya rehin vermek suretiyle tasarrufta bulunan kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
"Geleneksel ürün adının tescili"
Tasarıda, coğrafi işaret hakkı, geleneksel ürün adı hakkı ile birlikte düzenleniyor.
Bu kapsamda, geleneksel ürün adının tescil yoluyla korunmasına ilişkin düzenleme getiriliyor.
Coğrafi işaret ve geleneksel ürün adı başvurularının bültende yayımlanması suretiyle tescil maliyetinin büyük kısmını oluşturan ilan ücretleri ortadan kaldırılıyor.
İlan süresi altı aydan üç aya indirilerek tescil süreci kısaltılıyor, Türk Patent ve Marka Kurumu kararlarına itiraz imkanı getiriliyor.
Coğrafi işaretli ürünlerin denetimine ilişkin rapor sunma sıklığının 10 yıldan bir yıla indirilmesiyle denetim etkin hale getiriliyor.
Denetim raporu sunulmaması da yaptırıma bağlanıyor.
Bilimsel ve teknolojik gelişmeler, üretimde yeni metotların geliştirilmesi, iklim değişikliği gibi nedenlerle ürün özelliklerinde meydana gelebilecek değişikliklerin sicile kaydedilebilmesine imkan veriliyor.
Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip kişilerin açmış olduğu tecavüz davasında, sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyecek.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın kabul edilen maddelerine göre, kanunda öngörülen davalarda görevli mahkeme, fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri ile fikri ve sınai haklar ceza mahkemeleri olacak.
Bu mahkemeler tek hakimli olarak görev yapacak. Türk Patent ve Marka Kurumunun kanun hükümlerine göre, aldığı bütün kararlara karşı açılacak davalarda ve kurumun kararlarından zarar gören üçüncü kişilerin kurum aleyhine açacakları davalarda görevli ve yetkili mahkeme, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olarak belirlendi.
Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme ise davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği ya da bu fiilin etkilerinin görüldüğü yerin mahkemesi olarak belirleniyor.
Davacının Türkiye'de yerleşim yeri bulunmaması halinde yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin iş yerinin bulunduğu yerde olacak.
Sınai mülkiyet hakkı veya geleneksel ürün adından doğan özel hukuka ilişkin taleplerde, Türk Borçlar Kanunu'nun zaman aşımına ilişkin hükümleri uygulanacak.
Lisans alanın dava açması
Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak kişilerin açtığı tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremeyecek.
Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa inhisari lisansa sahip olan kişi, üçüncü bir kişi tarafından sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hak sahibinin kanun uyarınca açabileceği davaları, kendi adına açabilecek.
İnhisari olmayan lisans alan, sınai mülkiyet hakkına tecavüz dolayısıyla dava açma hakkı sözleşmede açıkça sınırlandırılmamışsa yapacağı bildirimle, gereken davayı açmasını hak sahibinden isteyecek.
Hak sahibinin, bu talebi kabul etmemesi veya bildirim tarihinden itibaren 3 ay içinde talep edilen davayı açmaması halinde, lisans alan, yaptığı bildirimi de ekleyerek, kendi adına ve kendi menfaatlerinin gerektirdiği ölçüde dava açabilecek. Lisans alan, ciddi bir zarar tehlikesinin varlığı halinde ve söz konusu sürenin geçmesinden önce, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilecek.
Mahkemenin tedbir kararı verdiği hallerde talepte bulunan lisans sahibi dava açmaya da yetkili olacak. Kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden isteyebilecek.
Tasarı ile işlem yetkisi olan kişiler ve tebligata ilişkin usul ve esaslar da belirlenirken, gerçek veya tüzel kişiler ile bu kişiler tarafından yetkilendirilmiş sicile kayıtlı marka veya patent vekilleri Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde işlem yapabilecek.
Tüzel kişiler, yetkili organları tarafından tayin edilen gerçek kişi veya kişilerce temsil edilecek. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler ancak marka veya patent vekilleri tarafından temsil edilecek.
Vekille temsil edilmeksizin asil tarafından gerçekleştirilen işlemler, yapılmamış sayılacak. Marka veya patent vekili tayin edilmesi halinde, tüm işlemler vekil tarafından yapılacak, vekile yapılan tebligat asile yapılmış sayılacak.
Kanunun uygulanması kapsamında yapılacak tebligatlar, elektronik tebligata ilişkin usullere bağlı olmaksızın, tebligat yapılacak kişinin onayı alınmak şartıyla ve enstitü tarafından gerçek veya tüzel kişi için tahsis edilen elektronik posta kutusuna konulmak suretiyle elektronik ortamda tebliği sağlanacak.
Bu şekilde yapılan tebligatlar, tebligat konusu belgenin posta kutusuna konulmasını müteakip muhatabın, posta kutusuna ilk giriş yaptığı tarihte ve her halde belgenin posta kutusuna konulduğu tarihi izleyen onuncu günün sonunda yapılmış kabul edilecek.
Ücretler, ödenme süreleri
Sınai mülkiyet hakkının verilmesi veya tescili ile ilgili işlemler için ödenmesi gereken ücretlerin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Türk Patent ve Marka Kurumu'na sunulmaması halinde sınai mülkiyet hakkı başvurusu geri çekilmiş olacak. Sicile kayıtlı sınai mülkiyet hakkıyla ilgili olarak ödenmesi gereken ücretlerin ödendiğine ilişkin bilginin süresi içinde Türk Patent ve Marka Kurumuna sunulmaması halinde, ilgili talep yapılmamış sayılacak.
Kurul kararlarının iptali veya hükümsüzlük istemli davalarda verilen kararlar kesinleşmedikçe icra edilemeyecek.
Hızlı imha prosedürü
Kanunda yer alan suçlar sebebiyle el konulan veya muhafaza altına alınan suça konu eşyanın sayısı, ebadı veya niteliği gibi nedenlerle emanet bürosunda muhafaza edilemeyecek olması halinde, Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda numune alınması mümkün olan eşyadan yeteri kadar numune alınmasının ardından, geri kalan suç eşyası maliye teşkilatına gönderilecek.
Suça konu olan eşyanın, zarara uğraması veya değerinde esaslı ölçüde kayıp meydana gelme tehlikesinin varlığı ya da muhafazasının ciddi külfet oluşturması halinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hakim, kovuşturma aşamasında hükümden önce mahkeme tarafından imhasına karar verilecek. İmha işlemleri Cumhuriyet savcısının başkanlığında maliye teşkilatınca oluşturulan üç kişilik komisyon huzurunda yapılacak ve buna dair tutanak tanzim edilecek.
287 kadro ihdas edilecek
Türk Patent ve Marka Kurumunun merkez teşkilatı için toplam 278 kadro ihdas edilecek.
Kanunun yayım tarihinden önce enstitüye yapılmış olan ulusal ve uluslararası marka ve tasarım başvuruları ile coğrafi işaret başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacak.
Kanunun yayım tarihinden önce yapılmış ulusal patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre sonuçlandırılacak. Söz konusu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan ek patent başvurularının sonuçlandırılmasında, ek patent başvurusu veya ek patentin bağımsız patent başvurusu ya da patente dönüştürülmesinde, asıl patent başvurusunun başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri uygulanacak.
Maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ulusal aşamaya giren uluslararası veya bölgesel anlaşmalar yoluyla yapılmış patent başvuruları ve faydalı model başvuruları, başvurunun ulusal aşamaya girdiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre, sonuçlandırılacak.
Patent hakkı, koruma süresinin dolması, patent sahibinin patent hakkından vazgeçmesi veya yıllık ücretlerin öngörülen sürelerde ödenmemesi halinde sona erecek.
TBMM Genel Kurulunda görüşülen Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı'nın kabul edilen maddelerine göre, zorunlu lisansın devri, işletme ile veya işletmenin lisansın değerlendirildiği kısmı ile devredilmesiyle geçerli olabilecek.
Zorunlu lisansın, patent konularının bağımlılığı gerekçesiyle verilmesi halinde ise lisans, bağımlı patentle beraber devredilecek.
Lisans alan veya patent sahibi, zorunlu lisans verilmesinden sonra ortaya çıkan ve değişikliği haklı kılan olaylara dayanarak, mahkemeden, zorunlu lisans bedelinde veya şartlarında değişiklik yapılmasını talep edebilecek.
Lisans alan, zorunlu lisanstan doğan yükümlülüklerini ciddi şekilde ihlal ettiği veya sürekli olarak yerine getirmediği takdirde mahkeme, patent sahibinin talebi üzerine, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla lisansı iptal edebilecek.
Zorunlu lisansın verilmesine neden olan şartların sona ermesi ve tekrarlanma olasılığının ortadan kalkması halinde, talep üzerine mahkeme zorunlu lisansı iptal kararı verebilecek.
Mahkeme, Türk Patent ve Marka Kurumunun nihai kararından sonra, patent konusu, patent verilebilirlik şartlarını taşımıyorsa, başvurunun ilk halinin kapsamını aşıyorsa, buluş yeteri kadar açıklanmamışsa, patent sahibinin patent isteme hakkına sahip olmadığı ispatlanmışsa, patentin hükümsüz kılınmasına karar verebilecek.
Patent sahibinin, patent isteme hakkına sahip olmadığı hakkındaki iddiayı ancak buluşu yapan veya halefleri tarafından ileri sürülebilecek.
Patentin hükümsüzlüğü davası, patentin koruma süresince veya hakkın sona ermesini izleyen 5 yıl içinde, sicile patent sahibi olarak kayıtlı kişiye karşı açılabilecek. Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları patentin hükümsüzlüğünü isteyebilecek.
Patentin hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, kararın sonuçları geçmişe dönük olarak etkili olacak, patent veya patent başvurusuna sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacak.
Kesinleşmiş kararla hükümsüz kılınan patent, enstitü tarafından sicilden terkin edilecek.
Patent hakkının sona ermesi
Patent hakkı, koruma süresinin dolması, patent sahibinin patent hakkından vazgeçmesi veya yılık ücretlerin öngörülen sürelerde ödenmemesi halinde sona erecek. Hakkı sona eren patentin konusu, kamuya ait olacak.
Patent sahibi, patentin tamamından veya bir ya da birden çok patent isteminden vazgeçebilecek.
Sicile kayıtlı hak ve lisans sahiplerinin izni olmadıkça, patentten vazgeçilemeyecek. Patent üzerinde, üçüncü kişi tarafından hak sahipliği iddia edilmiş ve bu hususta alınan tedbir kararı sicile kaydedilmişse, bu kişinin izni olmadıkça patentten vazgeçilmesi mümkün olmayacak.
Patent hakkına tecavüz
Tasarıda, patent veya faydalı model hakkına tecavüz fiilleri şöyle sıralandı:
"Patent veya faydalı model sahibinin izni olmaksızın buluş konusu ürünü, kısmen veya tamamen üretme sonucu taklit etmek.
Kısmen veya tamamen taklitle meydana getirildiğini bildiği ya da bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla üretilen buluş konusu ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak, bu ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
Patent sahibinin izni olmaksızın buluş konusu usulü kullanmak veya bu usulün izinsiz olarak kullanıldığını bildiği ya da bilmesi gerektiği halde buluş konusu usulle doğrudan doğruya elde edilen ürünleri satmak, dağıtmak veya başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak ya da bu amaçlar için ithal etmek, ticari amaçla elde bulundurmak, uygulamaya koymak suretiyle kullanmak veya bu ürünlerle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunmak,Patent veya faydalı model sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans veya zorunlu lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek."
Patent konusunun, bir ürün veya maddenin elde edilmesine ilişkin bir usul olması halinde mahkeme, aynı ürün veya maddeyi elde etme usulünün patent konusu usulden farklı olduğunu ispat etmesini davalıdan isteyebilecek.
Patent başvurusu veya faydalı model başvurusu sahibi, başvurunun yayımlandığı tarihten itibaren buluşa vaki tecavüzlerden dolayı dava açabilecek. Tecavüz eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise başvurunun yayınlanmış olmasına bakılmayacak. Mahkeme, tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna karar verirse, yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilecek.
Faydalı modelin verilmesi, garanti verildiği şeklinde yorumlanamayacak
Yeni olan ve sanayiye uygulanabilen buluşlar, faydalı model verilerek korunacak.
Faydalı modelin yenilik değerlendirmesinde, buluş konusuna katkı sağlamayan teknik özellikler dikkate alınmayacak.
Kimyasal ve biyolojik maddelere, eczacılıkla ilgili maddelere veya eczacılıkla ilgili usullere, kimyasal ve biyolojik usullere ya da bu usuller sonucu elde edilen ürünlere ilişkin buluşlar, biyoteknolojik buluşlar, usuller veya bu usuller sonucu elde edilen ürünlere ilişkin buluşlar, faydalı model ile korunmayacak.
Faydalı modelin verilmesi, geçerliliği ve yararlılığı konusunda Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından garanti verildiği şeklinde yorumlanamayacak, kurumun sorumluluğunu doğurmayacak.
Aynı kişiye veya halefine, aynı buluş konusunda, aynı koruma kapsamıyla, birbirinden bağımsız olarak birden fazla patent veya faydalı model ya da bu belgelerin her ikisi verilmeyecek.
Henüz yayımlanmamış patent başvuruları, başvuru sahibinin yazılı izni olmadan üçüncü kişiler tarafından incelenemeyecek.
Başvuru sahibinin, başvurunun sağladığı haklarını kendilerine karşı ileri sürmek istediğini ispat edebilen üçüncü kişiler, başvuru sahibinin izni olmaksızın henüz yayımlanmamış patent başvurusunu inceleyebilecek.
Patent başvurusu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan işlemler süresince, başvurunun ilk halinin kapsamını aşmamak şartıyla başvuru sahibi tarafından değiştirilebilecek.
Patent başvurusu sahibi, işlemleri devam eden başvurusunun faydalı model başvurusuna dönüştürülmesini talep edebilecek. Böyle bir talep yapılması halinde kurum, bildirim tarihinden itibaren bir ay içinde gerekli belgeleri vermesi ve araştırma ücretini de ödeyerek araştırma talebinde bulunması gerektiğini başvuru sahibine bildirecek.
Patent başvurusu, patentin verildiğinin ilan edildiği tarihten önce, başvuru sahibi tarafından her zaman geri çekilebilecek ancak başvurunun geri çekildiği bültende yayımlandıktan sonra bu talepten vazgeçilemeyecek.
Başvuru, sicilde patent başvurusu üzerinde hak tesis eden üçüncü kişilerin rızası olmaksızın geri çekilemeyecek. Patent başvuruları ve patent sicile kaydedilecek, sicil aleni olacak. Talep edilmesi ve ücretinin ödenmesi şartıyla patentin onaylı sureti verilecek.
Önce başvuru yapana ait olacak
Patent isteme hakkı, buluşu yapana veya onun haleflerine ait olup, bu hakkın başkalarına devri mümkün olacak. Buluş birden çok kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmişse patent isteme hakkı, taraflar başka türlü kararlaştırmamışsa bu kişilerin tamamına ait olacak. Aynı buluş, birbirinden bağımsız olarak birden çok kişi tarafından gerçekleştirilmişse patent isteme hakkı, önceki tarihli başvurunun yayınlanmış olması şartıyla daha önce başvuru yapana ait olacak.
Patent isteme hakkının başvuru sahibine ait olmadığı Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde iddia edilemeyecek. Aksi ispat edilene kadar başvuru sahibinin, patent isteme hakkının sahibi olduğu kabul edilecek.
Patentin verilmesi işlemleri sırasında, patent isteme hakkının gerçek sahibi olduğunu iddia eden kişi, başvuru sahibine karşı dava açabilecek ve bu davayı kuruma bildirecek. Davaya ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar patentin verilmesi işlemleri mahkeme tarafından durdurulabilecek.
TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, tasarının 112. maddesinin kabul edilmesiyle birlikte dördüncü bölümün görüşmelerinin tamamlandığını belirterek, birleşime ara verdi. Aranın ardından Bahçekapılı, komisyonun yerinde olmaması nedeniyle birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Kaynak; Dünya Gazetesi
Haber Tarihi : TSİ 22.12.2016 09:45:54