Bölgesel teşvikte 'değişim' zamanı
Beş yıldır yürürlükte olan teşvik mevzuatı, 6. bölgede hedeflenen yatırım iklimini sağlayamadı, bölgesel farklılıklarda azalma olmadı.
Yatırım teşvik sistemi son yıllarda üç kez değişti ancak amaca ulaşılamadı. 2011’de yürürlüğe giren bölgesel teşvik sisteminin 5 yıllık sonuçlarına göre, büyük destek içermesine karşın 6’ncı bölge yatırımları 1’inci bölgenin 6’da 1’i düzeyinde kaldı. Son 5 yılda 1’inci bölgeye 7 bin 590 yatırım için teşvik alınırken 6’ncı bölge için 2 bin 340 teşvik belgesi alındı. 6’ncı bölgedeki teşvikli yatırımların tutarı 19.1 milyar lirada kalırken, 1’inci bölgede 135 milyar liraya ulaştı.
Yıllardır kronik işsizlikle uğraşan Türkiye, hem işsizlik sorunun çözmek hem de kalkınma sürecini tamamlayabilmek için uzun süredir teşvik mekanizması uyguluyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşmenin ilk adımlarını devlet atarken, ilerleyen zamanlarda özel sektör dinamikleri de devreye alınarak süreçte hız kazanılmaya çalışıldı. 24 Ocak 1980 kararlarıyla birlikte ekonomide başlayan liberalleşme döneminde ise Başbakanı Turgut Özal’ın başlattığı teşvikli yatırımlarda, bazı büyük sanayi kuruluşları yanı sıra, özellikle turizm yatırımlarında dikkat çekici artış yaşandı. Ancak o dönemde nakit olarak verilen teşvikler, Türkiye’de özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, tam anlamıyla yarım kalmış yatırım mezarlıkları oluşmasına yol açtı. Aynı dönemlerde bu bölgelerde artan terör olayları, zaten kısıtlı olan yatırımları neredeyse durma noktasına getirirken, girişimciler lojistik avantajları da dikkate alarak yatırımlarını Ankara, İstanbul, İzmir, İzmit gibi zaten gelişmiş olan illere yönlendirmeye başladılar. Bu durum terör olaylarına da bağlı olarak bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını giderek arttırdı ve uçurum haline getirdi.
2000’li yıllara gelindiğinde ise Türkiye teşvikte yeni bir döneme girdi. Nakit teşvik yerine proje karşılığında çeşitli vergi avantajları sağlayan teşvik sistemi de 2001 yılına kadar devam etti. Ancak bu teşvik sistemi de terör olaylarından yoğun olarak etkilenen Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yatırımın armasına çok fazla katkı sağlamadı. 2011 yılı Haziran ayından itibaren ise teşvik sistemi yeniden ele alındı. Bu dönemde Türkiye bölgesel ve sektörel teşvik sistemi ile tanıştı. Türkiye sosyoekonomik gelişmişlik endeksine göre 6 bölgeye ayrıldı.
En gelişmiş iller birinci bölgede yer alırken, az gelişmiş iller beş ve altıncı bölgelere dahil edildi. Teşvikler ise gelişmiş bölgeden, az gelişmiş bölgeye doğru kademeli olarak artırılmak suretiyle uygulanmaya başladı. Yeni teşvik sisteminin 5’inci yılını doldurduğu dönem itibarıyla, bu sistemin de bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının azalmasına çok fazla katkı sağlamadığı ortaya çıktı.
Teşvik sisteminde değişiklik bekleniyor
Binali Yıldırım Başbakanlığında kurulan yeni hükümet, teşvik sisteminde yeni bir değişikliğe giderek, kişiye özel teşvik uygulamanın hazırlıklarına başladı. Bu dönemde de yine az gelişmiş bölgelere pozitif ayrımcılık yapılacak ama yatırımcılara gelişmiş bölgelere yatırım yapmayı da cazip hale getirecek unsurlar yeni dönemde kullanılacak. Bunun için öncelikli olarak uzun süredir yapılmayan ilçe bazında sosyoekonomik gelişmişlik endeksi sıralaması oluşturulacak. Burada bölgedeki, okul sayısı, eğitim ortalaması, öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, kişi başına düşen gelir, kişi başına düşen doktor sayısı, üniversite öğrencisi sayısı, üniversitelerde yapılan araştırma sayısı gibi kriterlere göre puanlama yapılarak, Türkiye’deki ilçeler en gelişmişten, en az gelişmişe doğru yukarıdan aşağı sıralanacak.
Yeni istihdam alanları oluşturmak ve kalkınmayı tamamlamak adına uygulanan teşvik sisteminin görevleri arasına, son yıllarda yeni bir öğe daha eklendi. Özellikle ihracatta düşük katma değerli üretim sebebiyle kg başına 2 doların altında kalan Türkiye, bu değeri arttırmak için 2011 yılında uygulamaya başladığı yeni teşvik sisteminde de değişiklik yaparak, ileri teknolojili ürünlerin üretimine daha yüksek teşvik vermeye başladı. İleri teknoloji yatırımlarına verilen fazladan teşvikin de arzu edilen düzeyde yatırım artışı sağlamayınca, hazırlanan yeni teşvik paketinde bu konular da dikkate alınarak hangi bölgeye yapılırsa yapılsın, ileri teknoloji yatırımları için 4’üncü bölge teşviklerinden yararlanma imkanı getirildi.
15 yılda 626 milyar liralık yatırım
Ekonomi Bakanlığı, 2001 yılından bu yana teşvik sisteminin istatistiklerini tutuyor. Bu verilere göz atıldığında, 2001’den 2016 yılı Mayıs ayı sonuna kadar, Türkiye’de teşvik belgeli olarak 51 bin 671 proje için 626 milyar 450 milyon liralık yatırım yapıldığı gözleniyor. Bu yatırımlar kapsamında 2 milyon 4 bin kişilik istihdam yaratılmış durumda.
Teşvik belgeli 51 bin 671 projenin, 3 bin 2 tanesi yabancı sermayeli firmalar tarafından gerçekleştirildi. Bunların yatırım tutarı 124 milyar 798 milyon lira, öngördükleri istihdam sayısı ise 267 bin 926. Buna karşılık yerli sermaye 48 bin 669 proje için 501 milyar 652 milyon lira tutarında teşvik belgesi alırken, 1 milyon 736 bin 966 kişilik istihdam sağladı.
Bu rakamlar ışığında, yabancı sermayeli firmaların ortalama yatırım tutarı 41.5 milyon lira olarak hesaplanırken, yerli sermayelilerin ortalama yatırım tutarı ise 10.3 milyon lirada kaldı. Yabancı yatırımcılar her bir yatırım projesi kapsamında 90 kişilik istihdam yaratırken, yerli girişimcilerin teşvik belgeli yatırımlarında proje başına 36 kişilik istihdam yaratılabildi.
Birinci bölgeye 6 kat daha fazla yatırım
Bölgesel teşvik sisteminin sonuçlarının bölge bazında izlendiğinde ise 2011 yılından bu yana az gelişmiş 6’ncı bölgeye yapılan yatırımın, en gelişmiş birinci bölgeye yapılan yatırımın yaklaşık 6’da 1’i kadar olması dikkat çekti. Yıllar itibarıyla bölgeye yapılan yatırım tutarı artış gösterse de tatmin edici verilere ulaşılamadı. Ekonomi Bakanlığı verilerine göre,( birden fazla bölgeyi içeren yatırımlar hesaplama dışı tutuldu) son 5 yılda 1’inci bölgeye 7 bin 590 yatırım yapılırken, 2’nci bölgeye 4 bin 79, 3’üncü bölgeye 3 bin 328, 4’üncü bölgeye 2 bin 492, 5’inci bölgeye 2 bin 156 yatırım yapılırken, 6’ncı bölgeye ise 2 bin 340 yatırım yapıldı.
Bu yatırımların tutarı 1’inci bölgede 134 milyar 850 milyon liraya ulaşarak Türkiye genelindeki toplam yatırımın 3’te 1’inden fazlasını oluşturdu. 2’nci bölgeye 69 milyar 15 milyon lira, 3’üncü bölgeye 54 milyar 523 milyon lira, 4’üncü bölgeye 42 milyar 415 milyon lira, 5’inci bölgeye 24 milyar 498 milyar lira ve 6’ncı bölgeye 19 milyar 143 milyon liralık yatırım gerçekleştirildi.
Yatırımda olduğu gibi istihdamda da 1’inci bölge açık ara öne çıktı. Toplam 756 bin 875 kişilik istihdamın, 294 bin 81’i 1’inci bölgede yapılırken, 2’nci bölgede 120 bin 60, 3’üncü bölgede 88 bin 17, 4’üncü bölgede 71 bin 121, 5’inci bölgede 69 bin 836 ve 6’ncı bölgede ise 113 bin 660 kişilik istihdam oluşturuldu.
Teşvik sistemi, 'yüksek teknoloji'yi teşvik etmedi
Makine İmalatçıları Birliği (MİB) bir süre önce hazırladığı raporda, teşvik sonuçlarını birçok açıdan değerlendirdi. Bir rapor olarak da yayımlanan bu sonuçlara göre Türkiye’de uygulanan teşvik sistemi yüksek teknoloji yatırımlarının artması sonucunu vermedi. Haziran 2012 ile Haziran 2015 arası teşvik verilerini kapsayan raporda, bu konuda şöyle denildi: “Toplam teşviklerde yüksek teknolojili yatırımların payı yüzde 1.5’tir. Karşımıza çıkan en büyük sorunlardan biri, yatırımların büyük çoğunluğunun, düşük ve orta düşük teknolojili imalat alanında yapılmasıdır. İmalat yatırımlarının yüzde 59’una yakın kısmının orta düşük ve düşük teknolojili yatırımlara yapıldığı görülmektedir. Yüksek teknolojili yatırımların payının yüzde 1.5’te kalması büyüyen, gelişen ve hedefl eri olan ülkemiz için oldukça düşündürücüdür. Montaj ve düşük teknolojili yatırımlardan ziyade nitelikli imalata yönelik yaklaşım teşvik edilmelidir. Bu oranın artırılmasına yönelik teşvikler uygulanmalıdır. Teknoloji tabanlı imalatta bölge ayrımı gözetilmemelidir. İmalat yatırımları teşvik edilirken, nihai ürünün kilogram fi yatı üzerinden belirlenecek teknolojik yatırımlara kademeli olarak daha fazla destek verilmesi gündeme gelmeli ve mevzuata eklenmelidir.” Raporda bir başka önemli sonuç da, yerli girdiyi teşvik eden programlara rağmen, ithal girdi kullanımında kayda değer bir düşüşün sağlanamadığı görülüyor. Raporda, “İmalat konusunda yapılan yatırımlarda ithal makine ve teçhizat tutarları diğerlerine göre daha fazladır. Tarım ve hizmetler sektöründe nispeten az olsa da tüm yatırımların yarısına yakını (yüzde 46.48) ithal makina ve teçhizat tutarı için harcanmıştır. Bir başka deyişle, yatırım bedelinin yarısına yakını yurtdışına gönderilmiştir.”
Beş yılda 760 bini aşkın istihdam
Bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını azaltmak amacıyla 2011 yılı Haziran ayından itibaren uygulanan yeni teşvik sisteminde ise 2011’in sonuna kadar 2 bin 170 yatırım teşvik belgesi düzenlendi. Bu belgeler karşılığında 27 milyar 311 milyon liralık yatırım ve 66 bin 279 kişilik istihdam sağlandı. 2012 yılında 62 milyar 459 milyon liralık yatırım öngören 4 bin 84 proje için yatırım teşvik belgesi düzenlenirken, 150 bin 103 kişilik istihdam oluşturuldu. 2013 yılında 4 bin 806 projeye 96 milyar 274 milyon liralık teşvik belgesi düzenlendi ve yatırımcılar 194 bin 215 kişilik istihdam taahhüdünde bulundu. 2014 yılına gelindiğinde teşvik belgeli yatırım sayısı 3 bin 999’a, bunların yatırım tutarı ise 64 milyar 614 milyon liraya geriledi. Buna bağlı olarak taahhüt edilen istihdam ise 144 bin 655’e düştü. Geçen yıl yatırım sayısı 4 bin 572’ye, yatırım tutarı 101 milyar 951 milyon liraya çıktı. Buna karşılık emek yoğun sektörlere yapılan yatırımlardaki azalışa bağlı olarak istihdam sayısı 147 bin 429’da kaldı. İçinde bulunduğumuz 2016 yılının ilk 5 aylık döneminde ise 2 bin 437 yatırım için 37 milyar 926 milyon liralık teşvik belgesi düzenlendi ve bu yatırımlar karşılığında 57 bin 931 kişilik istihdam öngörüldü. Yeni teşvik sisteminin başladığı 2011 Haziran ayından bu yana toplam 22 bin 68 yatırım karşılığında 390 milyar 535 milyon liralık yatırım ve 760 bin 612 kişilik istihdam sağlanmış oldu.
Kaynak; Dünya Gazetesi
Haber Tarihi : TSİ 13.07.2016 09:33:19