Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiğ süt fiyatlarının artmamasının üreticiyi mağdur ettiğini, üretiminin sürdürülebilirliği açısından tehlike yarattığını belirterek, "Çiğ süt fiyatlarını 19 aya yakın bir süredir, satışlarda sorun olduğu gerekçesiyle artırmayan hatta son 3 aydır düşüren sanayici, üretimini son gaz sürdürüyor" ifadelerini kullandı.
Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, sanayicinin satış yapamadığını iddia ettiğini ancak çiğ süt alımlarını artırarak sürdürdüğünü, 2015 yılında 308 bin 502 ton daha fazla çiğ inek sütü aldığını ifade etti.
Çiğ süt fiyatlarını 19 aya yakın bir süredir, satışlarda sorun olduğu gerekçesiyle artırmayan, hatta son 3 aydır düşüren sanayicinin üretimini son gaz sürdürdüğüne işaret eden Bayraktar, geçen yıl sanayicilerin süt alımını ve süt ve süt ürünleri üretimini yüzde 2 ile yüzde 37,4 arasında değişen oranlarda artırdığına dikkati çekti.
Bayraktar, çiğ süt üreticisinin Temmuz 2014’ten beri fiyat artışı yapamadığını belirterek, 1 lira 15 kuruş olan tavsiye fiyatına rağmen, fiyatların son 3 aydır 1 liraya gerilediğini kaydetti. Bayraktar, 2014 Temmuz-2015 Aralık döneminde market fiyatlarının yüzde 1,56 ile yüzde 23,08 arasında değişen oranlarda zam gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:
'Hem üretimi hem market fiyatı artıyor'
“Bu dönemde markette perakende süt fiyatı yüzde 11,92, yoğurt fiyatı yüzde 1,74, peynir fiyatları yüzde 1,56 ile yüzde 23,08, tereyağ fiyatı yüzde 15,86, ayran fiyatı yüzde 18,59, dondurma fiyatı ise yüzde 15,26 arttı. Sanayiciler, satılamadığı, stokların dolu olduğu iddia edilen ürünlerin; hem üretimlerini hem de market fiyatlarını artıyorlar. Satılamayan bir ürünün hem üretimi hem market fiyatları artmaz. Bu hesapta bir yanlışlık var. Birileri süt üreticilerini kandırmasın. İşin bir diğer ilginç yanı, bazı büyük sanayicilerin son 2-3 ayda süt bırakıyor olmasıdır. Aldığımız bilgilere göre bırakılan bu süt, üreticinin elinde kalmamakta, küçük mandıralar tarafından çok ucuza üreticiden alınmakta, daha sonra da büyük sanayicilere satılmaktadır. Yani piyasada, dökülen bir süt olmayıp, üreticinin emeğini ucuza, yok pahasına kapatmaya çalışan sistemli bir girişim vardır."
'Bunu 2008 krizi sonrasında gördük'
Sanayicilerin ürün satamadığı iddialarına rağmen, hem üretim hem önemli ürünlerde ihracat rakamlarının arttığını, önemli miktarlarda da ithalat yapıldığını ve tüketimde bir sorun olmadığını vurgulayan Bayraktar, "Hem dış pazarda rekabet edebilsinler hem de ürünlerini iç ve dış pazarlarda satabilsinler diye verilen bunca desteğe rağmen, sanayiciler yine de çiğ süt fiyatlarını düşürmektedirler" ifadelerini kullandı.
Talebi artıran bu kadar desteğe rağmen bazı yerlerde fiyatları düşürmek için çiğ süt bırakılmasının, çiğ süt fiyatlarının litrede 1 liraya kadar düşürülmesinin kabul edilebilir bir durum olmadığını belirten Bayraktar, üretimde fazlalık olduğu, ürünlerin iç ve dış pazarda satılamadığı gibi gerekçelerle sütün bırakılmaya, üretici fiyatlarının düşürülmeye, üreticiye yapılacak ödemelerin vadesinin uzatılmaya çalışıldığını iddia etti.
Sütte patlamanın besi hayvancılığına da darbe vuracağını savunan Bayraktar, "Tüketicilerimiz et ve sütü daha pahalı yemeye başlar. Bunu 2008 krizi sonrasında gördük. Böyle bir krizi bir daha yaşamayalım" görüşüne yer verdi.
Et ve Süt Kurumunun (ESK) sütü alması ve stoklaması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, ihtiyacı olan sanayicinin de istediği takdirde bu stoklardaki süt tozu ve tereyağını alabileceğini belirtti. Bunun aynı zamanda sanayicilerin pazarda rekabet etmelerini de sağlayacağına işaret eden Bayraktar, ESK'nın piyasaya müdahale etmemesi durumunda ciddi sorunlarla karşılaşılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
Kaynak; Dünya Gazetesi